İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi 21.03.2007 tarihinde 172-59 Sayılı kararı ile sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan TCK.’nın 188/3, 62 maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 09.04.2015 gün ve 1158-4486 sayılı karar ile; özetle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle mahkûmiyetine hükmedilmesi isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 28.05.2015 gün ve 150338 sayı ile CMK.’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurdu.

CMK.’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi 01.10.2015 gün, 15994-6360 sayı ve oyçokluğuyla; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle dosyayı Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerektiğini gözeterek özetle;

Lehe kanun değerlendirilmesinde karşılaştırmaya konu olan kanunlardan biri uygulandığında dava zamanaşımının gerçekleştiği sonucuna ulaşılıyor ise, artık sanıklar yönünden en lehe uygulama belirlenmiş olduğundan, bu aşamadan sonra lehe kanun araştırmasına veya diğer kanun yönünden suç nitelendirilmesine yönelmenin doğru bir uygulama olmayacağı, bu nedenle, karşılaştırmaya tâbi kanunlardan biri yönünden dava zamanaşımının gerçekleştiği kesin olarak belirlendiğinde kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği, somut olayda da sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçu için, dava zamanaşımı süresi yönünden lehe olan 765 Sayılı TCK.’nun 403 maddesinin 5. fıkrasında 4 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis ve uyuşturucu maddenin her gram ve küsuru için elli bin lira ağır para cezası öngörülmüş olduğu, 765 Sayılı TCK.’nun 102/3. maddesi uyarınca bu suçun asli dava zamanaşımı süresi 10 yıl, 104/2. maddesi göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zamanaşımı süresinin ise 15 yıl olduğu, daha ağır başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 18.09.2003 tarihinde gerçekleştirdiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlemin 21.03.2007 tarihli mahkûmiyet hükmü olduğu, bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir neden olmadığı gözetildiğinde, 765 Sayılı TCK.’nun 102/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresi Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 21.03.2017 tarihinde dolmuş olduğu gerekçesiyle, 2015/9-1067 E. 2018/155 K. sayılı ilamı ile 10.4.2018 tarihinde,

– Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,

– Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.04.2015 gün ve 1158-4486 Sayılı sanık … hakkındaki bozma kararının KALDIRILMASINA,

– İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21.03.2007 gün ve 172-59 Sayılı sanık … hakkındaki mahkumiyet hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı sebebiyle BOZULMASINA,

– Yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 Sayılı CMUK’nun, 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık … hakkındaki kamu davasının 765 Sayılı TCK.’nun 102/4, 104/2 ve 5271 Sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE karar verdi.

Ceza davalarında dava zamanaşımı gerçekleşmişse sanık hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmesi zorunludur. Nitekim yukarıdaki örnekte Yargıtay Ceza Genel Kurulu inceleme tarihinde sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleşmiş olduğunu ve davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğini gözetmiştir.

Ceza avukatı lehe kanun karşılaştırmasının nasıl yapılacağını, zamanaşımı hesabını, zamanaşımını durduran ve kesen sebepleri, dava ve ceza zamanaşımının ne olduğunu bilmelidir ki Müvekkilinin dava dosyasında zamanaşımından yararlanması gerektiği ortaya çıkarsa bunu ileri sürebilsin, yargı makamlarına hatırlatabilsin.Bu nedenle dosyanız hangi aşamada olursa olsun ceza hukukunun tüm müessese ve kavramlarına hakim bir ceza avukatından destek almanız yararınıza olacaktır.

Özgürlüğünüz değerlidir.