Sanık hakkında 2 yıl veya daha az hapis ya da adli para cezası verilmesi halinde mahkeme şartları varsa CMK.’nın 231. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Bu durumda sanığa bir denetim süresi verilerek ( 5 yıl) bu süre içinde kasıtlı suç işlememesi halinde hakkındaki kamu davasının ortadan kaldırılacağı belirtilir. Sanık hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayan denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlerse ve bu yeni suçtan yapılacak yargılama sonrasında mahkumiyet hükmü kurulursa, mahkumiyet kararı kesinleştiğinde daha önce sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren mahkemeye de ihbarda bulunulmasına karar verilir.Bu ihbar üzerine mahkeme daha önce açıklanmasını geri bıraktığı hükmü bu kez açıklar.

Hakkınızda açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemeniz sebebiyle açıklansa dahi hem açıklanan mahkumiyet hükmünün esasına, usulüne hem de denetim süresine yönelik çeşitli itirazlarda bulunabilir istinaf yoluna başvurabilirsiniz. İstinaf incelemesi sonucunda başvurunuz reddedilirse hapis cezanız kesinleşmiş olur. İstinafa tabi olmayacak şekilde kesin nitelikteki bir miktarda adli para cezası verilirse (örneğin 3000-TL ) de kanun yararına bozma yoluna başvurularak mağduriyetinizin giderilmesini isteyebilirsiniz.

Mesela bazen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile kasten işlenen ikinci suç arasında mahkemeler aslında denetim süresinin hiç başlamadığını göz ardı ederek mahkumiyet hükmü kurabilmektedir. Zira HAGB. kararına karşı itiraz incelemesi yapılmaksızın kesinleştirme işlemi yapılmışsa denetim süresi kanuna uygun şekilde başlamadığından sanığın denetim süresinde suç işlediğinden bahisle de hükmün açıklanmasına karar verilemez.

Yakın tarihli emsal karar;

“…Dosya kapsamına göre, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine dair yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09/10/2013 tarihli ve 2013/93 esas, 2013/243 Sayılı kararına karşı … çocuk müdafiinin vermiş olduğu 27/11/2013 tarihli temyiz dilekçesi üzerine, … çocuğun işlediği diğer suç olan yağma suçunun yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 06/11/2017 tarihli ve 2015/2142 Esas, 2017/4157 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kanun yoluna başvuru ve merciide yanılmanın itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağı, … çocuk hakkında basit yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı müdafii tarafından temyiz dilekçesiyle birlikte yapılan itiraz konusunda herhangi bir inceleme yapılmaksızın, söz konusu kararın 14/11/2013 tarihinde kesinleştirme işleminin yapıldığı, deneme süresinde suç işlediğinden bahisle de hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, öncelikle itiraz yönünden karar verilmesi ve kesinleştirme işlemlerinin bundan sonra yapılması gerektiği gözetilmeden, … çocuk hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. … Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01/02/2016 tarihli ve 2015/3 Esas, 2016/12 Sayılı kararının 5271 Sayılı CMK’nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA,…” (T.C. Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/3690 E. 2018/8147 K. 02.05.2018)

Özgürlüğünüz değerlidir.