İstemeden bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermiş olabilirsiniz. Bu bir kaza olabileceği gibi öngöremediğiniz bir sonuç da ortaya çıkmış olabilir. Örneğin yola birden atlayan bir yayaya çarpmış olabilirsiniz.

Burada sanık bilinçli hareket etmediğinden ve sonucun gerçekleşmesini aslında istemediğinden kasten yaralama suçundan farklı olarak taksirle yaralama hükümlerine tabi tutulmalıdır.

Kişinin olay aşamalarını, oluş biçimini, nedenlerini mantık çerçevesi içerisinde yargılama makamına anlatması, delilleri net bir şekilde belirtilmesi ve değerlendirmenin de ona göre yapılması gerekir. Maddi gerçeğin ortaya çıkmasında ceza avukatı büyük önem taşımaktadır.

Taksirle yaralama suçunda kusursuz sanığın beraatının gerektiğine ilişkin

“………Taksirle yaralama suçunda; olay ışıklı kavşakta kendisine yeşil yanarken geçmekteyken, kırmızı ışıkta beklemekte olan yayaların arasından aniden yola girerek karşıya geçmekte olan mağdura çarpması şeklinde gerçekleşmiştir. Hızlı seyrettiğine dair delil de olmadığı gözetilerek sanığa atfedilebilecek kusur olmadığı, bu sebeple de sanığın atılı suçtan beraatiine karar verilmelidir. ….,dosya kapsamından sanığın hızlı seyrettiğine dair delil de olmadığı gözetilerek sanığa atfedilebilecek kusur olmadığı, bu sebeple de atılı suçtan beraati yerine eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,…Kanuna aykırıdır. Katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden …BOZULMASINA, 27.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (T.C. Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2011/2735 -2011/1867)

Görüldüğü gibi çoğu zaman hukuk eğitimi almamış bir kişinin fark edemeyeceği bir ayrıntıyı yada eksikliği ceza avukatı kolaylıkla fark edebilir ve bu husus dosyanın gidişatını tamamen değiştirebilir.

Ekran Resmi 2015-09-30 13.45.30