Resmi makamlarca mühürlenen elektrik, su v.s sayacınızdaki veya dairenizin, işyerinizin kapısındaki mührü kırdı veyahut mühre rağmen bir şekilde içeri girerek veya mühürlenen sayacı kullanarak mührün konuluş amacına aykırı davranışta bulundu iseniz 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilirsiniz.

TCK. Madde 203 “Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Mühür konulmasının amacı mühürlenme işlemi yapıldığı andaki durumun aynen korunmasını sağlamaktır. Örneğin inşaat mühürlendiği halde mühre dokunmadan inşaata devam edilmesi halinde mühür bozma suçu oluşur.

Mühür Bozma Suçu İle İlgili Bazı Yargıtay Kararları;

MÜHÜR BOZMA SUÇU (Adli Para Cezasının Seçimlik Ceza Olarak Öngörüldüğü Suçlarda Bu Cezaya Dair Gün Biriminin Alt Sınırının O Suç Tanımındaki Hapis Cezasının Alt Sınırından Az Üst Sınırının da Hapis Cezasının Üst Sınırından Fazla Olamayacağı)

…………”Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken CMK’nın 231/6. bendinde öngörülen nesnel ve öznel koşulların bulunup bulunmadığı tartışılıp yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerektiği ve adli sicil kaydı da bulunmadığı halde, sabıkalı olduğundan bahisle noksan ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 5237 sayılı TCK’nın 61/9’uncu maddesinin <Adli para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.> hükmüne, suç tarihine ve 203/1’inci maddede öngörülen ceza miktarına göre sanığa tayin edilecek cezanın 180 gün karşılığı adli para cezasından az olamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve bu itibarla kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Kartal 3. Asliye Ceza Mahkemesince kesin olarak verilen 26/12/2011 gün ve 2011/697 Esas, 2011/676 Karar sayılı kararın CMK’nın 309 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yapılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 16.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.“ (T.C. Yargıtay 5.Ceza Dairesi Esas: 2012/2748 Karar: 2012/5356, 16.05.2012)

MÜHÜR BOZMA SUÇU (Hapis Cezası İle Adli Para Cezasının Seçenek Olarak Öngörüldüğü – Hapis Cezasının Tercih Edilmesine Neden Olan Hukuki Gerekçelerin Açıklanacağı)

……….5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği, işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlara göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, buna karşın mühür bozma suçunun topluma karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği somut bir zarardan söz edilemeyeceğinden yasal koşulları, suçun özelliği de değerlendirilip irdelenmeden “katılan kurumun zararını gidermediği” denilerek yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle anılan maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (T.C.Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2011/10199 E., 2012/3586 K. ,10.4.2012)

MAHKÜMİYET KARARININ KESİNLEŞİP KESİNLEŞMEDİĞİ (Denetim Süresi İçerisinde İşlenip İşlenmediği Araştırıldıktan Sonra Hukuki Durumunun Tayin ve Takdiri Gerektiği – Yokluğunda Hüküm Kurularak Savunma Hakkının İhlal Edilmesi ve Noksan Araştırmayla Yazılı Biçimde Hüküm Kurulamayacağı)

……… 5271 Sayılı C.M.K.nın 231/11. maddesindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında ortaya çıkan yeni durum sebebiyle maddede öngörülen cezanın bireyselleştirilmesi yönünde bir değerlendirme yapılabilmesi için sanığın duruşmaya çağrılarak dinlendikten ve işlediği yeni suça ait mahkumiyet kararının kesinleşip kesinleşmediği ve denetim süresi içerisinde işlenip işlenmediği araştırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, yokluğunda hüküm kurularak savunma hakkının ihlal edilmesi ve noksan araştırmayla yazılı biçimde hüküm kurulması,Kesin nitelikteki 27.11.2007 tarihli ilk kararda, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 203/1. maddesinde öngörülen seçimlik cezalardan adli para cezası seçilerek, 30 gün karşılığı 600,00 Türk lirası adli para cezasına hükmedildiği ve bu cezanın sanık için kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınmadan son hükümde 3.000,00 TL adli para cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini, Kanuna aykırı ve bu itibarla kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.5.2011 tarihli 2011/222 Esas, 2011/313 Sayılı ek Kararının C.M.K.nın 309 uncu maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın merciine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 12.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (T.C.Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/2102 E. 2012/1858 K. ,12.3.2012)

Ekran Resmi 2015-09-30 13.45.30