Size karşı bir suç işlendiği ve şikayette de bulunduğunuz halde şüpheli(ler) hakkında savcılık tarafından hiçbir delil toplanmadan, hatta şüphelilerin ifadeleri dahi alınmadan yani etkin bir soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına (takipsizlik kararı) karar verildiğini öğrendiniz. Takipsizlik kararına itiraz ettiniz fakat itirazınız da sulh ceza hakimliğince kesin olarak reddedildi. Bu aşamadan sonra bile karara karşı başvurabileceğiniz oalağnüstü bir kanun yolu mevcuttur.

Savcılıklar ve itiraz merci olan Sulh Ceza Hakimlikleri bazen yoğunluktan dolayı veya sehven dosyalarla yeterince ilgilenememekte ve hatalı kararlar verebilmektedirler. Hukuka aykırı olduğunu düşündüğünüz takipsizlik kararına karşı itirazda bulunduğunuzda itirazınızın reddine karar verilirse bu karar kesindir. Ancak kesin nitelikteki bu karara karşı da mümkünse olağanüstü kanun yollarına hakim bir ceza avukatının desteğinden de yararlanarak kanun yararına bozma kanun yoluna gidilmesini talep edebilir, şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını sağlayabilirsiniz.

Aşağıda sunduğumuz yakın tarihli emsal kararda takipsizlik kararına (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) karşı itirazın reddi yönündeki kesin nitelikteki karar kanun yararına bozulmuştur; Dolayısıyla etkin bir soruşturma yaptıktan sonra SAVCILIK ZORUNLU OLARAK ŞÜPHELİLER HAKKINDA DAVA AÇACAKTIR.

“…Somut olayda, “…” adlı internet sitesinden şüpheli … adına ve … no’lu telefon kullanılarak cep telefonu satış ilanı verildiği, müştekinin bu ilân üzerine 01.07.2016 tarihinde …no’lu hesaba 2.300,00 Türk lirası EFT yaptığı, ancak dolandırılmış olduğunun anlaşıldığı iddiasıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyetçi olduğu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca … Genel Müdürlüğünden sözkonusu hesabın kime ait olduğunun sorulduğu, anılan katılım bankasınca hesabın …’e ait olduğunun bildirildiği ve cari hesap ekstresinin gönderildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma evrakının yetkisizlik kararıyla Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca her hangi bir soruşturma işlemi yapılmaksızın dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, benzer nitelikte olay sebebiyle verilen Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 16.10.2017 tarihli ve 2017/1705 esas, 2017/20317 Sayılı kararında “Sanığın … adlı internet sitesine satılık telefon ilanı verdiği, katılanların bu ilan üzerine sanık ile internet üzerinden iletişime geçtiği, cep telefonu pazarlığı yapıldığı, sanık ile katılanların satış konusunda ve telefonların kargo ile gönderilmesi hususunda anlaştıkları, telefon bedellerinin sanığa gönderildiği ve sanık tarafından hesaptan çekildiği ancak bahse konu telefonların katılanlara kargo ile gönderilmediği ve sanığa bir daha telefon ile ulaşılmadığı, sanığın bu şekilde internet üzerinden satılık cep telefonu satışı ilanı vererek katılanları aldatarak haksız menfaat sağladığı…” şeklinde ifadelerle yerel mahkemece nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet kararının onanmasına karar verildiği göz önünde bulundurulduğunda, şikâyet dilekçesi üzerine herhangi bir soruşturma yapılmadan, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şüphelinin ifadesinin alınması, tüm delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06.12.2016 tarih ve 2016/5281 değişik iş sayılı kararının, 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA,…” (T.C. Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3098 E. 2018/3108 K. 07.05.2018)

Özgürlüğünüz değerlidir.