YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ’NİN ONAMA KARARI 3 YIL SONRA KALDIRILDI

İzmir 3. Çocuk Mahkemesi 13.10.2008 tarih ve 130-679 Sayılı kararı ile SSÇ. G.K.’ın nitelikli hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-b ve 31/2. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

Kararın sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi 17.03.2014 tarihinde 18770-4463 sayılı ilamı ile SSÇ.’nin hırsızlık suçundan aldığı 3 yıllık mahkumiyetin onanmasına karar verdi.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise 03.02.2016 tarihinde özetle; “Suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle 12-15 yaş arasında olduğu, dolayısıyla hakkındaki kamu davasının suç tarihi ile inceleme tarihi itibariyle, TCK’nun 66/1-e,2. maddeleri uyarınca zamanaşımına uğradığı ve bozma kararı verilmesi gerektiği” görüşüyle onama kararının kaldırılması için 27240 sayılı itiraznamesi ile CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurdu.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 23.02.2016 tarih ve 2430-1144 sayılı ilamı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderdi.

Dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu 05.02.2019 tarihinde verdiği 2016/6-377 E. ve 2019/70 K. Sayılı kararı ileözetle;

SSÇ. hakkında olağan ve olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleşmediği için dava zamanaşımının gerçekleştiğine yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz nedeninin yerinde olmadığına fakat “…Suç ve hüküm tarihi itibarıyla TCK’nın 142. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenip üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası öngören nitelikli hırsızlık suçundan yargılanan, başka bir suçtan Yerel Mahkemenin yargı çevresi dışında Bergama (Kapatılan) Çocuk Tutukevinde tutuklu olarak bulunan ve yakalama suretiyle Manisa 5. Asliye Ceza Mahkemesince sorgusu yapılan sanığa, sorgusundan önce, ifadesini asıl mahkemesinde vermek isteyip istemediğinin sorulmaması, yine yakalama suretiyle yapılan sorgusu sırasında duruşmalardan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın, hükmün açıklandığı 13.10.2008 tarihli son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir.” şeklindeki gerekçesi ile;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının;..Yargılama aşamasında başka bir suçtan tutuklu olarak ceza infaz kurumunda bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma isteği bulunmayan sanığın, duruşmaya katılımı sağlanmadan hüküm kurularak savunma hakkı kısıtlandığına ilişkin uyuşmazlık yönünden değişik gerekçeyle KABULÜNE,

2-Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 17.03.2014 tarihli ve 18770-4463 Sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

3- İzmir 3. Çocuk Mahkemesi’nin 13.10.2008 tarihli ve 130-679 Sayılı hükmünün, yargılama aşamasında başka bir suçtan tutuklu olarak ceza infaz kurumunda bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma isteği bulunmayan sanığın, duruşmaya katılımı sağlanmadan hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabul edilip Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA ve sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmeleri için YAZI YAZILMASINA,05.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verdi.

Eğer bir yakınınız hak etmediği halde veya hak ettiğinden fazla ceza aldıysa cezası YILLAR ÖNCE onanarak kesinleşmiş olsa dahi mümkünse olağanüstü kanun yollarına hakim bir ceza avukatından da destek alarak Yargıtay C. Başsavcılığı’na CMK.’nın 308. Maddesi uyarınca itirazda bulunması için başvuruda bulunabilirsiniz.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Av. Alper SARICA