Bilindiği üzere TCK.’nın 102,103,104,105 maddelerinde düzenlenen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar 671 Sayılı KHK. kapsamına alınmamıştır. Peki cinsel suçlardan hükümlü kişilerin hepsinin gerçekte suçlu olmadığını, başka hiçbir delil olmasa da sadece şikayetçinin iddiasına itibarla bir insanın cinsel suçtan mahkumiyetine karar verilerek hayatının karartılabileceğini, özellikle öğretmenlerin ve doktorların iftiraya uğrayarak cinsel suçtan mahkum edilmesinin oldukça kolay olduğunu, ciddi risk altında bulunduklarını söylersek şaşırır mısınız?

Cinsel suçlarla ilgili ceza kanunumuzda oldukça yüksek hapis cezaları öngörülmüştür. Aynı şekilde cinsel suç işlediği iddiası ile tutuklanarak cezaevine gönderilen kişiler daha yargılanmalarına başlanmadan toplumda lekelenmekte, bir kısmı aileleri tarafından da dışlanmaktadır. Buna karşılık cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yargılaması hiç de adil ve hassas yapılmamaktadır.

Ceza hukukunda geçerli olan şüpheden sanık yararlanır ilkesine göre ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Ancak bu ilke cinsel suçlarda uygulanmamaktadır. Çünkü uygulamaya göre cinsel suçlarda masumiyet karinesi değil suçluluk karinesi mevcuttur. Yani cinsel suç işlemekle suçlanan kişi suçsuzluğunu ispat edinceye dek suçludur. İşte bu nedenle cinsel suçtan hakkında dava açılan, tutuklu veya hükümlü bulunan kişinin bu tür davalarda uzman bir ceza avukatı edinmesi hayati önem taşımaktadır. Çünkü diğer ceza davalarının aksine sanığın beraat etmesi suçsuzluğunu ispat etmesine bağlıdır. (Normalde mahkemede suçluluğu ispat edilemeyen kişi beraat eder, cinsel suçlarda ise ispat yükü yer değiştirmektedir.) Bu nedenle sanık avukatının davanın başından sonuna müvekkili lehine delil toplanmasını sağlaması, şikayetçinin ve tanıkların ifadesinin alınması sırasında mutlaka duruşmada hazır bulunup gerektiğinde sorularla çelişkili beyanlarını ortaya çıkartması, savcı aleyhe mütalaa açıklar ise gerektiğinde tevsii tahkikat talebinde bulunarak iddia makamının mütalaasını değiştirmesine çalışması, mahkemede aleyhe hüküm verilirse hükmün temyizen bozulması açısından Yargıtay Özel Dairelerinin bozma gerekçesine esas alabileceği bir temyiz dilekçesi hazırlaması gerekmektedir. (Cinsel suçtan verilen mahkumiyet onansa dahi onama kararının CMK.’nın 308. Maddesi uyarınca itiraz üzerine kaldırılabilmesi, sanığın beraat edebilmesi mümkündür. Sitemizde bu konuda yakın tarihli örneklere de yer verilmiştir.)

Ne yazık ki ülkemizde avukatlıkta uzmanlaşma yoktur; yalnızca ceza davalarına bakan, cinsel suçların yargılama mantığına da hakim çok az sayıda avukat vardır. Dolayısı ile bu tür davalarda iyi bir ceza avukatının hukuki desteğinden yararlanamayan bir kişinin iftiraya uğrasa da cinsel suçtan hüküm giymesi oldukça kolaydır. Çünkü mahkemeler sanık avukatının da pasif kaldığı hallerde şikayetçinin iffetini ortaya atarak sanığı suçlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve taraflar arasında böyle bir iddiada bulunulmasını gerektirecek bir husumet bulunmadığı” gibi soyut gerekçeler ile dosyada başkaca delil bulunmasa da sıklıkla sanığın mahkumiyetine karar vermektedirler.

Öğretmenlerin cinsel istismar iftirasına uğramamak için alabileceği bazı önlemler;

  • Asla tek bir öğrenci ile sınıfta, kütüphanede v.s. yalnız kalınmamalıdır.
  • Yardım etmek amaçlı da olsa özellikle karşı cinsten öğrencilere yönelik bedensel temas içeren eylemlerden kaçınılmalı, örneğin öğrenci masaya çıktı ise öğretmen onu aşağı indirmek için belinden tutmamalı, kucağına almamalıdır.
  • Öğretmen düşük de olsa cinsel anlama gelebilme ihtimali olan en ufak bir hareketten dahi (öğrencinin yanağını okşamak gibi) kaçınmalıdır.
  • Özellikle ergenlik çağındaki kız öğrencilere karşı tavır ve davranışlarda dikkatli olunmalı, öğretmen-öğrenci seviyesini aşan diyaloglarda bulunulmamalı, samimiyet kurulmamalıdır.
  • Mümkünse okul içerisinde ve sınıflarda uzun süre kayıt yapabilen kamera sistemi kurdurulması sağlanmalıdır.

Yaşanmış olaylardan bazı örnekler;

  • Öğrenci öğretmenin dersinde başarısızdır, öğretmen öğrenci ile dalga geçmiş, sınıf içinde arkadaşlarına karşı küçük düşürmüştür veya öğrenciye şiddet uygulamış, bağırmıştır. Öğrenci öğretmenin kendisi ile özellikle uğraştığını, öğretmenin kendisine fiziksel temasta bulunduğu yönünde bir iddia ileri sürerse öğretmenin başka okula gönderileceğini, ondan kurtulacağını düşünerek iftira atabilecek bir ruh haline girer, işin ciddiyetini ve boyutunu kavrayamaz, sonradan kavrasa da artık konu mahkemeye intikal etmiştir.
  • Öğrenci öğretmene karşı hayranlık beslemektedir, arkadaşlarına öğretmenle sevgili oldukları şeklinde senaryolar uydurur, arkadaşlarından biri rehberlik öğretmenine gider durumu anlatır.
  • Öğrenci cinsel konularda annesinden, rehber öğretmeninden vs. “sözde” eğitim alır veya bir arkadaşından öğretmeninin kız öğrencilere sarkıntılık ettiği söylentisini duyar hemen ertesinde algıda seçicilik yaşayarak öğretmeninin en basit hareketini dahi cinsel yönde anlamlandırmaya başlar, abartır veya dikkat çekmek için uydurur.

Not: Cinsel suçlarla ilgili diğer detaylarla birlikte doktorlara yönelik yaşanmış bazı örnek olaylara ve alınması gereken önlemlere bir sonraki yazımda yer vermeye çalışacağım.

Ekran Resmi 2015-09-30 13.45.30