5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA MUHALEFET (BANKACILIK ZİMMETİ) SUÇUNDA SANIK LEHİNE BOZMA SEBEPLERİ:

Aşağıda bankacılık zimmeti suçunda sanıklar lehine verilen bazı yargıtay bozma kararları yer almakta olup bozma sebeplerinin çeşitliliği ve teknik detayların çokluğu da dikkate alınarak bu suçtan yargılananların bankacılık zimmeti uygulaması ve mevzuatına hakim bir ceza avukatından destek almaları faydalarına olabilir.

6- Dosyada fotokopileri bulunan dekontların asıllarının celp edilmesi gerektiği;

“…dosya içerisindeki bilirkişi incelemesinin dekont fotokopileri üzerinde yapıldığı da gözetilerek; dekont asılları dosyaya celp edildikten sonra, sanığın gerçekleştirdiği her bir işlem yönünden belirtilen kriterlere göre, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi, sahte imzalı tediye fişleri ile yapılan işlemler yönünden ise; mudilere ait hesap kartonetlerinde bulunan imzalarla, sahte mudi imzası taşıyan fişlerdeki imzalar karşılaştırılıp, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, işlemlerin çokluğu ve duraksama halinde mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulup, her bir işlem bakımından duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, eylemlerin ayrı ayrı basit ya da nitelikli zimmet olup olmadıkları tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi  2016/17182 E. 2016/9681 K. 10.10.2016)

7- Mudilerin imzasını içerir tediye fişlerinin ne şekilde suça konu edildiğinin tartışılması gerektiği;

“…Mudiler M.. K.., Ş.. A.., M.. Ö.., Ş.. K.., E.. K.. ve S.. Ç.. tarafından daha önce imzalanan boş tediye fişlerinin kullanılması suretiyle gerçekleştirilen eylemler yönünden, bu imzaların mudiler yanıltmak veya kandırılmak suretiyle daha önce alınan boş fişler kullanılarak, mudilerin bilgi ve talimatları olmaksızın hesaptan para çekilerek mal edinmek şeklinde olup olmadığı hususları tartışıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, dosyadaki somut bilgi ve belgelerle bağdaşmayacak şekilde, tüm eylemlerin imzasız tediye fişlerinin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabul ve uygulamaya göre de; Somut olaya uygun şeklide ve denetime imkan verecek biçimde gerekçesi gösterilmeksizin, yasa maddesinde yazılı olan ifadelerin tekrarı ile yetinilmek suretiyle sanık hakkında TCK’nun 43. maddesinin teştiden uygulanması…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi  2015/15159 E. 2015/23087 K. 09.12.2015)

8-Suçun sanık tarafından işlendiğine yeter delil bulunmaması nedeniyle beraate karar verilmesi gerektiği;

“… sanığın alışveriş merkezinde aracı terk etmeden önce kalan parayı çanta içinde şoför mahallinde koltuğun arkasına koyduğu, ardından aynı amaçla başka bir alışveriş merkezine gidip kapıyı açtıklarında para çantasının araçta bulunmadığının görüldüğü olayda: sanığın sürekli güvenlik görevlisiyle birlikte bulunduğu, bu süre içerisinde banka şubesindeki yetkili dışında bir kişiyle telefon görüşmesi yapmadığı, söz konusu aracın kapısının dışarıdan sinyal bozucu bir aletle açılmasının mümkün olduğu, sanığın daha önceden de yüklü miktarda para transferleri yapmış olmasına rağmen hakkında herhangi bir suçlamanın ileri sürülmediği, sırf arabanın anahtarını kaybettiğini söyleyip yedek anahtar yaptırması ve para çantasını şoför mahallinde koltuğun arkasına koymasının atılı suçu işlediği yönünde değerlendirilemeyeceği hususları nazara alındığında, SUÇA KONU PARANIN BİZZAT SANIK TARAFINDAN ZİMMETE GEÇİRİLDİĞİ YA DA SANIĞIN ARABANIN YEDEK ANAHTARINI VERDİĞİ VEYA KAPILARI AÇIK BIRAKTIĞINI BİLDİRDİĞİ KİŞİ VEYA KİŞİLERCE ALINDIĞI VE DOLAYISIYLA ÜZERİNE ATILI SUÇU İŞLEDİĞİ HUSUSUNDA, HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK. KESİN VE İNANDIRICI DELİL BULUNMADIĞI…Bu itibarla, sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine dair yerel mahkeme hükmünün, suçu işlediği hususunda şüpheden uzak, mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATINA KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİNİN gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA dair Özel Daire kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından…Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE…” (T.C Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/7-410 E.  2015/33 K. 10.03.2015)

9- Suça konu eylemin sanığın dalgınlığından kaynaklandığı, suç kastıyla hareket ettiğine yeter delil bulunmadığı;

“…mudiye ait 51672 nolu hesaptaki 1.680.067.179 ( 1.680 TL. ) Liranın çekilip, hesabın 28.05.2002 tarihinde kapatıldığı sabit ise de, sanık savunması, sanığın olay sonrası davranışları, yanlışlığın bir işlemle sınırlı olması, fark edilir edilmez mudi adına yeni bir hesap açılarak, çekilen paranın bu hesaba yatırılması, birlikte değerlendirildiğinde, eylemin sanığın dalgınlığında kaynaklandığı, mal edinme bilinç ve iradesiyle hareket ettiğine ilişkin kanıt bulunmadığı gibi, mal edindiğinin de kesin olarak saptanamadığı, bu nedenlerle mevcut kuşkuyu sanık lehine yorumlayarak, beraat kararı veren yerel mahkeme takdir ve değerlendirmesi ile bu hükmü onayan özel daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı…Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE…” (T.C Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/7-106 E.  2010/48 K. 15.06.2010)

10- Zararın ödenmesi halinde sadece hapis cezasına hükmolunabileceği ve her bir sanığın sadece kendi zimmetine geçirdiği miktarla sorumlu olacağı halde fazla ceza tayini:

“…Zimmete konu miktar ödenmiş olduğundan, uygulama yapılan 4389 Sayılı Kanun’un 22/3. maddesi uyarınca sadece hapis cezasına hükmolunacağı gözetilmeden hapis cezasının yanında gereken indirimler de yapılmadan ayrıca adli para cezasına da hükmolunması, 26.03.2002 tarihli hükümdeki uygulandığı şekilde her bir sanığın sadece zimmete geçirdiği miktarla sorumlu olacağı nazara alınmadan her iki sanığın toplam zimmetten sorumlu tutulması suretiyle hesap hatası da yapılarak 95.392,50 TL yerine yazılı şekilde para cezası tayini…hükümlerin…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/3095 E. 2018/4617 K. 21.06.2018)

11- Bankacılık zimmetine konu değerin azlığı sebebiyle indirim yapılması gerektiği;

“…Sanığın 14 mudi hesabından 09.04.2013-10.06.2013 tarihleri arasında 18 adet işlemle toplam 1.604,00 TL’yi mal edinmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin zimmet suçunu oluşturduğunun kabulüyle zimmet miktarı olan 1.604,00 TL’nin suç tarihi itibariyle değerinin az olduğu gözetilerek sanığın cezasında 5411 Sayılı Kanun’un 160/son maddesi gereğince indirim yapılması gerekirken sanığın 12.06.2013 tarihinde bankadaki yetkileri kaldırıldıktan sonra 14.06.2013 tarihinde aynı şubenin bir başka görevlisinin keson tabir edilen işlemler sırasında kasa olarak kullandığı çekmecesinden 49.000,00 TL’yi alması eyleminin zimmet suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde sanık hakkında fazla ceza tayini…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/10088 E. 2018/5439 K. 17.05.2018)

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na Muhalefet  (Bankacılık zimmeti vs.) suçlarında yargıtay bozma sebeplerine toplam 4 makalede yer verilmiş olup diğer bozma sebepleri için diğer makalelerimizi inceleyebilirsiniz.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Av. Alper SARICA