5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA MUHALEFET (BANKACILIK ZİMMETİ) SUÇLARINDA SANIK LEHİNE BOZMA SEBEPLERİ:

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160 vd. maddeleri uyarınca düzenlenen zimmet suçu Banka yönetim kurulu başkanı ve üyeleri de dahil olmak üzere gişe görevlisi, bireysel müşteri temsilcisi, operasyon görevlisi, servis yetkilisi ve sair her ne sıfatla olursa olsun bir banka adına çalıştığı kabul edilen tüm banka çalışanlarına zimmet suçunu işlemeleri halinde TCK. 247. Maddesinde düzenlenen genel nitelikteki zimmet suçu değil, özel nitelikte olan 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160 ve devamında düzenlenmiş maddeler uygulanacaktır.

5411 sayılı kanunun 162. Maddesi gereğince bankacılık zimmetine ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, banka tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda yani şikayette bulunulmasına bağlı olup bu başvuru yargılama şartı niteliğindedir.

Aşağıda bankacılık zimmeti suçunda sanıklar lehine verilen bazı yargıtay bozma kararları yer almakta olup bozma sebeplerinin çeşitliliği ve teknik detayların çokluğu da dikkate alınarak bu suçtan yargılananların bankacılık zimmeti uygulaması ve mevzuatına hakim bir ceza avukatından destek almaları faydalarına olabilir.

1- Sanık tarafından tediye fişine atılan imzaların mudiye ait olmadığının ilk bakışta anlaşılması, Basit zimmet yerine nitelikli zimmetten ceza tayin edilerek fazla ceza verilmesi:

“…Gerekçeli kararda sanığın ”04/09/2000 tarihinde mudi ….’a ait …. şubesinde bulunan 58578 numaralı hesaptan 3.561,211,364 TL’yi tediye fişinin arkasına mağdurun yerine parayı aldım şeklinde yazarak imzalamak suretiyle nitelikli zimmet suçunu işlediği” belirtilmiş ise de yapılan incelemede söz konusu işlem sebebiyle sanık tarafından kendi parafı olan ( FSS ) ile düzenlenen tediye fişi arkasındaki sanık tarafından takliden atılan imzanın ilk bakışta mudinin müşteri tanıtım kartındaki imzasından farklı olduğunun anlaşılması sebebiyle bu mudi yönünden eylemin basit zimmet kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde nitelikli zimmet kabul edilmesi ve mudi ….’a yönelik eylemde dekont üzerindeki imzanın mudi eli ürünü olduğunun anlaşılmasına rağmen mahkemece imzanın sanık tarafından takliden atıldığı ve iğfal kabiliyeti olduğu şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulması, Kabul ve uygulamaya göre ise; Sanığın zimmete geçirdiği miktarı kovuşturma başlamadan önce ödediğinden banka zararının bulunmadığı gözetilerek, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 Sayılı Kanun’un 22/3. maddesi uyarınca sadece hapis cezasına hükmolunacağı cihetle; suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5411 Sayılı Kanun’un 160/2. maddesi uyarınca hapis cezasının yanında adli para cezasına hükmolunduğundan, 4389 Sayılı Kanun hükümlerinin sanık lehine olduğunun gözetilmemesi sebebiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi…hükmün…BOZULMASINA…”(T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/7567 E. 2018/11666 K. 08.11.2018)

2- Sanığın banka zararını giderip gidermediğinin araştırılmaması;

“… Sanığın savunmalarında bakiye banka zararına karşılık olmak üzere katılan bankaya açık senet verdiğini ve tarla ipotek ettiğini, mudiye ise zimmet miktarı olarak tespit edilen 50.000,00TL değerinde bono verdiğini ve ayrıca üzerine kayıtlı aracı haricen devrettiğini beyan ederek, bu senet ve araç devrine dair mudi ile yapılan protokol suretlerini dosyaya sunduğu, 12.11.2015 tarihli bozma ilamımızdan önce dosyaya giren katılan bankanın 01.12.2011 tarihli cevabi yazısında ise banka zararına karşılık olarak sanığın babasından bono alındığının, sanığın babasına ait 2 tarlaya 75.000,00TL’lik ipotek konulduğunun ancak cevabi yazı tarihi itibariyle herhangi bir tahsilat yapılamadığının belirtilmesi karşısında; 01.12.2011 tarihinden karar tarihine değin tahsilat yapılıp yapılmadığı, banka zararının bankaya verilen bono ve ipotekler yoluyla yapılan tahsilatlar veya mudi tarafından kendisine bankaca ödenen meblağın katılan bankaya iadesi suretiyle giderilip giderilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi…hükmün…BOZULMASINA…”  (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/7437 E. 2018/10679 K. 23.10.2018)

3- Banka yönetim kurulu üyesi olan sanığın suça konu eylemler ve imzalar ile ilgisi olmadığını savunması karşısında imza incelemesi yaptırılması gerektiğinin gözetilmemesi;

“…Mahkemece sanığın… eylemlerinden zimmet suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın aşamalardaki savunmalarında banka yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen toplantılara iştirak etmediği ve banka yönetimine katılmadığını savunduğu, yargılamaya konu 2004/151 ve 2005/97 esas sayılı dosyalar kapsamındaki eylemler yönünden herhangi bir ilgisinin ve herhangi bir evrakta imzasının bulunmadığını savunduğu ve temyiz incelemesi aşamasında 2005/95 esas sayılı dosya kapsamındaki eyleme esas kredi tahsisine dair İktisat Bankası Yönetim Kurulunun 07/01/2000 tarih ve 1 Sayılı kararındaki imzasının sahte olduğuna dair 3 kişilik grafoloji raporu İbraz ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın savunmaları kapsamında sahte olduğu iddia edilen yönetim kurulu kararı yönünden mahkemece grafolojik inceleme yaptırılması ile sanığın atılı suçlardan sorumluluğuna dair delil ve gerekçelerin nelerden ibaret olduğunun temyiz denetimine olanak verecek biçimde ayrıntılı olarak karar yerinde tartışılmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması…hükmün…BOZULMASINA…“(T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/12008 E. 2014/16714 K. 15.10.2014)

4- Mudilere ait imza kartonetlerinin dosyaya celp edilmesinden sonra sanığın eyleminin basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi, tediye fişleri ile imza kartonetlerinin karşılaştırılarak iğfal kabiliyetinin araştırılması gerektiği:

“…veznedar olarak çalışan sanık hakkında, SSK’dan emekli maaşı almaktayken 14.08.1991 tarihinde vefat eden mudi …’ın maaş hesabından…106 adet fişle, toplam 744.678.462 Lirayı dairesini aldatacak ve fiillerinin açığa çıkmasını engelleyecek her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle zimmetine geçirdiği iddiasıyla kamu davası açıldığı, dosyada mudi …’ın ölüm tarihinden sonra hesabından çekilen paralara dair işlemlerden 1 tanesine ait tediye fişi bulunamadığı için ibraz edilemeyen hariç 103 adet tediye fişinin bulunduğu, bu tediye fişlerinin 69 tanesinde … ismi yazılı mühürlerin ve parmak izlerinin bulunduğu, 25 tanesinde … ismi yazılı mühürlerin bulunduğu, 9 tanesinde ise mudi yerine atılan imzaların bulunduğu, diğer mudi …’in biri ölüm tarihinden önce diğeri ölüm tarihinden sonra olmak üzere hesabından çekilen paralara dair 2 adet tediye fişinin bulunduğu, her 2 tediye fişinde de mudi yerine atılan imzaların bulunduğu, mudiler … ve …’in hesaplarına ait imza kartonetleri dosyada bulunmadığı gibi mudi …’ın ölümünden önce hesabından para çekme işlemlerini mühür ve parmak basma suretiyle mi imza atmak suretiyle mi gerçekleştirdiğine dair dosyada açıklayıcı herhangi bir belge de bulunmadığı, müfettişce yapılan incelemede mudi …’in hesabından çekilen paralara dair 2 adet tediye fişinde mudi yerine atılmış imzaların mudinin hesap kartonundaki imzasıyla benzerlik taşımadığının belirtildiği, bilirkişi raporunun da mukayese imzalar olmadan düzenlendiği gözetilerek; mudilere ait imza kartonetlerinin fiziki olarak dosyaya celp edilmesi, mudi … için; ölümünden önce yapılan ödemelerin ne şekilde yapıldığına dair açıklayıcı bilgi ve belgelerin de istenilmesinden sonra, sanığın eyleminin iki mudi için de, gerçekleşen her bir işlem yönünden belirtilen kriterlere göre, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi, sahte imzalı tediye fişleri ile yapılan işlemler yönünden; mudilere ait hesap kartonetlerinde bulunan imzalarla sahte mudi imzası taşıyan fişlerdeki imzalar karşılaştırılıp aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi, işlemlerin çokluğu ve duraksama halinde mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulup her bir işlem bakımından duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, eylemlerin ayrı ayrı basit ya da nitelikli zimmet olup olmadıklarının tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, tüm işlemler nitelikli zimmet kabul edilmek suretiyle eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi…Mudi …’ın hesabından 1.160.000 Lira çekilmesine dair 21.01.1993/522 tarih/sayılı tediye fişinde sanığın imzasının ve tediye kaşesinin bulunmadığı, bu tediye fişini düzenleyenin … parafıyla banka görevlisi … olarak görüldüğü, fişte birinci derecede imzası bulunan kişinin ise banka görevlisi … olduğu anlaşılmakla, müfettiş soruşturmasında beyanı alınan bu iki banka görevlisinin tanık beyanları alınmadan ve sanığa bu tediye fişi ile ilgili olarak savunması sorulmadan zimmet miktarına dahil edilmesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/12127 E. 2018/8176 K. 12.07.2018)

“…müfettişlerce yapılan incelemenin, bankanın Finart sisteminde yer alan imzalar üzerinden yapıldığı, inceleme neticesinde imzalarda benzerlik bulunmadığının belirlendiği, dosya içerisindeki bilirkişi incelemesinin ise sadece dosyada mevcut mukayese imzalar üzerinden yapıldığı da gözetilerek; tüm mudileri kapsar şekilde imza kartonetleri fiziki olarak dosyaya celp edildikten sonra, sanıkların eylemlerinin gerçekleşen her bir işlem yönünden belirtilen kriterlere göre, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi, sahte imzalı tediye fişleri ile yapılan işlemler yönünden; mudilere ait hesap kartonetlerinde bulunan imzalarla sahte mudi imzası taşıyan fişlerdeki imzalar karşılaştırılıp aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi, işlemlerin çokluğu ve duraksama halinde mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulup her bir işlem bakımından duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, eylemlerin ayrı ayrı basit ya da nitelikli zimmet olup olmadıklarının tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, imzalı tüm işlemler nitelikli zimmet kabul edilmek suretiyle eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2017/4460 E. 2017/4810 K. 07.06.2017)

5- Usulsüz kredi vermek suretiyle banka zimmeti ile suçlanan sanığın kredi tahsis işlemlerinde bankacılık teamüllerine göre usulsüzlük bulunup bulunmadığının araştırılıp bu konuda bilirkişi heyeti raporu alınması gerektiği;

“…sanık hakkında usulsüz kredi vermek suretiyle bankayı zarara uğratıp banka zimmeti suçunu işlediği iddiasıyla dava açılmış…Bankacılık mevzuatına uygun olarak verilen bir kredinin geri dönmemesi suç oluşturmamakta ise de; kredi kullanımı için öngörülen kriterlerin aşılması için bazı yöntemlere başvurulup, bankanın zarara uğrayacağı öngörülerek usulsüz kredi verilmesi halinde zimmet suçu oluşabilecektir. Bu sebeple kredinin açılma tarihinde firmaların mali yapısı, kredibilitesi ile kredi kullandıran bankanın da içinde bulunduğu mali durum değerlendirilerek faillerin hangi kasıtla hareket ettiklerinin saptanması gerekmekte olup, bu işlemlerde banka zararının ne şekilde oluştuğu, zarar miktarı gibi hususların hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayıp, dosyadaki mevcut bilirkişi raporlarının da hüküm kurmaya yeterli olmadıkları gözetilerek; her bir kredi kullandırma eyleminden önce firmaların kredi kullanmak için mali yeterlilikleri bulunup bulunmadığının tespitine yönelik ön istihbarat çalışmasına dair raporlar, mali durum analiz raporları, kredi kullanımında şube yetkisinin ne olduğu, miktar olarak bu yetkinin aşılıp aşılmadığı, geri dönen, kapatılan krediler olup olmadığı, kredilerin vadelerinde ödenip ödenmediği, hangi miktar ve türden teminat alındığı, teminatların ödeme kabiliyetinin olup olmadığı, kredilerin ödenmemesi halinde teminatlara başvurulup başvurulmadığı, yasal takibata geçilip geçilmediği araştırılıp, buna dair olarak her bir kredi işlem için düzenlenen kredi dosyaları ile ilgili tüm belgeler dosyaya konulduktan sonra dosyanın üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek, kredi tahsis işlemlerinde bankacılık teamülleri de gözetilerek usulsüzlük bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/31565 E. 2016/7828 K. 01.06.2016)

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na Muhalefet  (Bankacılık zimmeti vs.) suçları hakkında diğer bozma sebeplerine ilişkin yargıtay kararlarına diğer makalelerimizde yer verilecektir.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Av. Alper SARICA