5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA MUHALEFET (BANKACILIK ZİMMETİ) SUÇUNDA SANIK LEHİNE BOZMA SEBEPLERİ:

Aşağıda bankacılık zimmeti suçunda sanıklar lehine verilen bazı yargıtay bozma kararları yer almakta olup bozma sebeplerinin çeşitliliği ve teknik detayların çokluğu da dikkate alınarak bu suçtan yargılananların bankacılık zimmeti uygulaması ve mevzuatına hakim bir ceza avukatından destek almaları faydalarına olabilir.

19- Bankacılık zimmeti ile suçlanan sanığa ödettirilmesi gereken banka zararının yanlış hesaplanması:

“…Kabule görede; Sanığın, G. T.’nin hesabından 20.000 TL, N. Z.’nin hesabından 6.450 TL, Yavuzer firmasının hesabından 1.265 TL zimmetine geçirdiği, 3 yılda 6.501 TL kasa açığı verdiği, bu itibarla toplam zimmet miktarının 34.216 TL olduğu, sanığın henüz müfettiş incelemesi başlamadan önce 6.450 TL’yi N. Z.’nin hesabına iade ettiği, 14.273 TL’yide müfettiş incelemesi devam ederken ödediği, böylece net banka zararının 13.493 TL olduğu belirlenmekle, bu miktarın ödettirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden 14.576,99 TL banka zararının ödettirilmesinin kabul edilmesi, Faizin hukuk mahkemelerinde dava konusu olabileceği gözetilmeden, banka zararının suç tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödettirilmesine karar verilmesi… hükmün…BOZULMASINA… “(T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/21286 E. 2015/20290 K. 13.10.2015)

21- Sanık hakkındazamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği:

“… Sanıkların S.. S.. A.Ş.’nin … Dayanıklı Tüketim Malları San.Tic. Firmasına 29.11.1999 tarihinde 216.343.-TL parayı kredi adı altında kullandırarak, sanık H.. G..’nun Banka Yönetim Kurulu Başkanı ve hakim ortağı ve sanık C.. B..’in Banka Yönetim Kurulu Üyesi ve genel müdürü olduğu S.. S.. A.Ş.’nin paralarını, doğrudan kendisine veya grup şirketlere kredi veriliyormuş gibi gösterip yönetim ve denetiminde bulunan banka parasını zimmete geçirmek suçunu işledikleri, basit zimmet suçunu oluşturan eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 22/3-1. cümlesinde ve suç tarihinden sonra 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 160/1. maddesinde düzenlendiği, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 165/1. maddesine göre “Dosyanın bilirkişiye tevdi tarihinde dava zamanaşımı süresi durur. Bilirkişinin raporunu mahkemeye verdiği tarihten itibaren bu süre kaldığı yerden işlemeye devam eder.” hükmü 4389 Sayılı Kanun’un 24. maddesinin 7. bendindeki ek fıkrada da yer aldığı, ancak bilirkişilerde geçecek sürenin dava zamanaşımını durdurduğuna dair bu düzenlemenin 4672 Sayılı yasayla madde metnine eklenerek 29.05.2001 tarihli 24416 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve T.C Anayasa’sının 38. maddesinde suç ve cezalara dair esaslar düzenlenmiş olup ” Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.” hükmü gereğince suç tarihinde yürürlükte bulunmayan bir Kanun’un sanıklar aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamayacağı gözetilerek; 5237 Sayılı TCK.nun 7. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK’nın 102/3.ve 104/2.maddelerinde öngörülen zamanaşımı sanıklar lehine olup, 29.11.1999 olan suç tarihinden itibaren kararın verildiği 24.12.2014 tarihinde zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan sanıklar hakkındaki kamu davasının düşürülmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması…hükmün…BOZULMASINA…açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle 765 Sayılı TCK.nun 102/3, 104/2 ve 5271 Sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/7546 E. 2015/14661 K. 06.0.2015)

22- Sanığın cezasında  eksik indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayini:

“…Bankanın suç ihbarından ve müfettiş raporu düzenlenmeden önce, sanık kendisine herhangi bir yazılı bildirim yapılmaksızın 11.141,35 TL banka zararını 09.04.2001 tarihine kadar aralıklarla ödeyerek soruşturma başlamadan önce zararın tanzimi konusunda irade gösterdiği, sonradan tamamlanan müfettiş raporunda toplam zimmet miktarının 13.389,40 TL olduğunun anlaşılması üzerine sanığın aradaki farkı da kovuşturma aşamasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna dilekçe ile müracaat edip öğrenerek hükümden önce ödediği anlaşılmakla; Sanığın zimmet miktarının tamamını ödeme iradesi nazara alınarak; zararı soruşturma başlamadan önce ödediğinin kabulü ile cezasından sanık lehine olan 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160/4. Maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden 4389 sayılı Yasa lehe kabul edilerek yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2011/1104 E. 2012/30916)

23-Yetersiz bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması:

“… dosyanın üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek, sanığın eylemlerine ilişkin olarak ilgili tüm kayıt ve belgeler ile dosya üzerinde sanığın gerçekleştirdiği zimmet eylemlerinin her bir işlem itibariyle ayrı ayrı olmak üzere banka görevlilerince ilk bakışta anlaşılabilir ve yine bu işlemlerin banka içi kayıtlarla ve normal teftişte ortaya çıkarılabilecek nitelikte bulunup bulunmadığı, 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 22/3. maddesinin ikinci cümlesinde yer alan “… suç, bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle …” hükmü kapsamında işlenip işlenmediği hususlarında düzenlenecek rapor sonucuna göre varsa nitelikli zimmet ve basit zimmet miktarlarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve bunun sonucunda hangi eylemlerinin basit, hangilerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ile banka zararının belirlenmesi, 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 22/3. Maddesine göre adli para cezasının hesabında yalnızca nitelikli zimmet suçu sebebiyle oluşan zararın dikkate alınması gerektiği düşünülerek karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7.Ceza Dairesi 2010/9845 E. 2010/16227 K. 24.11.2010)

24- Suç vasfında yanılgıya düşülmesi:

“..sanığın bir kısım mudilere karşı basit, bir kısım mudilere yönelik ise nitelikli zimmet suçunun sübut bulduğu cihetle, sanık …’ın 5411 sayılı Kanunun 160/2. maddesi “Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur.” hükmüne göre sanık hakkında yukarıda belirtilen maddeler kapsamında nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulması gerekirken basit zimmet ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı yazılı şekilde hüküm tesisi…hükmün…BOZULMASINA…”  (T. C.  Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/28438 E. 2018/4417 K. 02.04.2018)

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na Muhalefet  (Bankacılık zimmeti vs.) suçlarında yargıtay bozma sebeplerine toplam 4 makalede yer verilmiş olup diğer bozma sebepleri için diğer makalelerimizi inceleyebilirsiniz.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Av. Alper SARICA