5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA MUHALEFET (BANKACILIK ZİMMETİ) SUÇUNDA SANIK LEHİNE BOZMA SEBEPLERİ:

Aşağıda bankacılık zimmeti suçunda sanıklar lehine verilen bazı yargıtay bozma kararları yer almakta olup bozma sebeplerinin çeşitliliği ve teknik detayların çokluğu da dikkate alınarak bu suçtan yargılananların bankacılık zimmeti uygulaması ve mevzuatına hakim bir ceza avukatından destek almaları faydalarına olabilir.

12- Bankacılık zimmeti yanında ayrıca sahtecilik suçundan da ceza verilemeyeceği;

“…5411 sayılı Bankacılık Yasasında zimmet suçu yanında sahtecilik suçundan ayrıca cezaya hükmolunacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması karşısında, sanığın zimmet eylemlerini gerçekleştirirken sahte belge tanzim etmesi fiilinin zimmet suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın ayrıca sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmesi…Sanığın zimmetine konu üç tediye fişinde mudi imzasının bulunmaması, bir tediye fişinde ise mudi yerine sanık tarafından atılan imzanın mudi imzasına hiç benzemiyor olması ve fiş üzerindeki sahte imzanın ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması karşısında, eylemin 5411 sayılı Yasanın 160/1. maddesine uygun basit zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi…Zimmet suçunun konusunu oluşturan para miktarındaki değer azlığı karşısında; 5411 sayılı Kanunun 160. maddesinin son fıkrasına göre, sanık hakkında tayin edilen cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2011/11735 E. 2014/1524 K. 30.01.2014)

13- Sanık hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması için bankanın veya Bddk’nın yazılı başvurusunun şart olduğu-mahkemenin durma kararı vermesi gerektiği;

“Suça konu eylemin…Türkiye Halk Bankası’nın uygulama talimatlarına göre bankacılık açısından geçerliliği bulunmadığı bildirilen vekaletnameye ve talimat yazılarına istinaden bankaya yatırılan satın alma bedelinin katılan firma hesabından banka görevlilerinin iştiraki ile çekilmesine dair olduğu, Eylemin sübutu halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 4389 Sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında zimmet suçunu teşkil edebileceği, gerek 4389 Sayılı Kanun’un 24/1 gerekse 5411 Sayılı Kanun’un 162/1. madde fıkrasına göre bu suçlara dair soruşturma ve kovuşturma yapılması bankanın veya Bankacılık … ve Denetleme Kurumu’nun yazılı başvuru şartına bağlı olup, bu hususun muhakeme şartı olması karşısında, mahkemece durma kararı verilip Bankacılık …ve Denetleme Kurumu ile ilgili bankanın davadan haberdar edilmesi, bu hususun ikmalinden sonra suç vasfının tayin edilerek yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/1261 E. 2018/4175 K. 09.04.2018)

“… İddianamedeki anlatım ve tavsife göre eylemin 5411 Sayılı Kanun’un 160. maddesinde düzenlenen banka zimmet suçu kapsamında kaldığı ve anılan Kanun’un 162. maddesi gereğince başvuru şartına tabi olduğu,durma kararı verilip B.. K..’nun davadan haberdar edilmesi, başvuru şartının gerçekleşmesi halinde yargılamaya devam edilerek hüküm tesisi aksi halde muhakeme şartının gerçekleşmemesi sebebiyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden davaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/7031 E. 2015/18455 K.  10.06.2015)

“…5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162. maddesindeki düzenlemeye göre bu kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, kurum veya fon tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı başvuruda bulunulmasına bağlı olup, bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir. İddianamedeki anlatım ve tavsife göre eylemin 5411 sayılı Yasanın 160. maddesinde düzenlenen banka zimmet suçu kapsamında kaldığı ve anılan yasanın 162. maddesi gereğince başvuru şartına tabi olduğu, durma kararı verilip …’nun davadan haberdar edilmesi, başvuru şartının gerçekleşmesi halinde yargılamaya devam edilerek hüküm tesisi, aksi halde muhakeme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden davaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi…hükmün…BOZULMASINA…”  (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2016/12158 E. 2017/9959 K. 29.11.2017)

14- Mahkumiyet gerekçesi ile hüküm fıkrasının çelişkili olması:

“Hükmün gerekçe kısmında zimmet miktarının 228.100,00 TL olduğu belirtilerek bu miktara bazı mudilerin sanığa banko-vezne dışında para alışverişi nedeniyle vermiş oldukları 484.063,25 TL ve sanığın bazı mudilerin ödemelerine aracılık ederek bu müşterilerin hesaplarında para olmadığı halde hesaplarına para yatırılmış gibi işlem yaptırarak, elden para vererek veya doğrudan hesaba yatırarak ,müşterilerin ödemelerine yetecek parayı banka kaynakları ile temin ettiği ve bu suretle müşterilerin ödemelerini gerçekleştirdiği, müşterilerin de bankaya olan borçlarını kabul ederek müfettiş incelemesi sırasında ödeme taahhüdünde bulundukları 109.820,00 TL’nin bankanın yasal yollara başvurması halinde yargı yolu ile alınması gerektiğinden bahisle zimmet miktarına dahil edilmemesi gerektiği belirtilmesine rağmen kısa karar ve hükümde banka zararına 109.820,00 TL de eklenerek toplam 337.920,00 TL’nin sanıktan tahsiline karar verilmek suretiyle çelişkiye neden olunması…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/28419 E. 2018/3686 K. 05.04.2018)

15-Bankacılık zimmeti suçunun ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerektiği, görevsiz mahkemece yargılama yapılmasının hatalı olduğu;

“5411 Sayılı Kanun’un 164. maddesindeki “ Bu Kanunda tanımlanan düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almamak, işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme ve zimmet suçları ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, bankacılık ve müşteri sırlarının açıklanması, bankacılık faaliyeti çerçevesinde işlenen nitelikli dolandırıcılık, bu suçların işlenmesi amacına yönelik olarak örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak veya bu suçlarla bağlantılı olup da ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlara ait davalar, fiilin işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan (1) numaralı ağır ceza mahkemelerinde görülür. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni ağır ceza mahkemesi de kurulabilir.” hükme göre yargılamanın Ağır Ceza Mahkemesinde yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/1539 E. 2018/829 K. 24.01.2018)

16- Mahkumiyet hükmüne göre sanığın koşullu salıvermeden faydalanması gerektiği;

“… Dosya kapsamına göre; 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 167. maddesi gereğince, Fona veya Hazineye olan borçları ve tazminatları ödemediği veya bu borçlar ve tazminatlar malvarlıklarından tahsil olunamadığı sürece anılan Kanunun 160. maddesi uyarınca cezalandırılan kişilerin, koşullu salıverilme hükümlerinden faydalanmamasının gerekmesi karşısında, sanık hakkında Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesince mezkur dava kapsamında hükmedilen tazminatın, Fona veya Hazineye ait bulunmadığı gözetilmeden, itirazların kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22/05/2017 gün ve 94660652-105-43-12075-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü…kararının 5271 Sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/1463 E. 2017/4013 K. 16.11.2017)

17-Dosyaların birleştirilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi:

“… Sanıkların suç kastı ile hareket edip etmediklerinin tesbiti açısından dava konusu edilen tüm eylemlerin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu ve suçun sübutunun kabulü halinde 765 sayılı TCK.nun 80, 5237 sayılı TCK.nun 43 .maddeleri kapsamında teselsül hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olacağı, keza anılan dosyalar arasında şahsi ve fiili bağlantı bulunduğu da nazara alınarak ilgili tüm dosyaların birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…her bir kredi kullandırma eyleminden önce firmaların kredi kullanmak için mali yeterlilikleri bulunup bulunmadığının tespitine yönelik ön istihbarat çalışmasına ilişkin raporlar, mali durum analiz raporları, geri dönen, kapatılan krediler olup olmadığı ile kredilerin vadelerinde ödenip ödenmediği, ödenmemişse teminatlara başvurulup başvurulmadığı, yasal takibata geçilip geçilmediği araştırılıp, buna ilişkin tüm belgeler dosyaya konulduktan sonra dosyanın üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek, kredi tahsis işlemlerinde bankacılık teamülleri de gözetilerek usulsüzlük bulunup bulunmadığı tesbit edildikten sonra suç vasfı ve her sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi…hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/26779 E. 2015/23336 K. 14.12.2015)

18-Mahkumiyete esas alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olması ve asıllarının dosyada bulunmaması:

“…15/06/2009 tarihli soruşturma raporunda tediye fişlerindeki imzaların hesap sahibi …’un imza kartonundaki örnekle bağdaşmadığı gibi birbirleriyle çeliştiğinin bildirilmesi, 19/06/2003 tarihli bilirkişi raporunda ödeme belgelerindeki müşteri bölümündeki imzanın belirsiz olduğunun beyan edilmesi ve 24/02/2004 tarihli bilirkişi raporunda ibranamedeki imza ile tediye fişlerindeki imzaların birbirine uymadığının ve tamamen tediye fişlerindeki imzaların sahte atıldığının belirtilmesi, bilirkişi raporlarında imzaların sahte olduğunun kabaca inceleme ile anlaşılıp anlaşılmayacağı ve eylemin basit veya nitelikli zimmet olup olmadığına dair değerlendirme içermediğinin anlaşılması karşısında; mahkemece bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın tediye fişlerindeki imzaların hesap sahibinin imza kartonundaki örnekle bağdaşmadığı, imzaların müştekiye ait olmadığının anlaşıldığı, havale ve EFT işlemlerinin herhangi bir talimat veya kimlik fotokopisi olmaksızın gerçekleştirildiği ve bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak şekilde işlediklerinin kabulüyle nitelikli zimmet suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi… raporu ile eklerinin onaysız fotokopi olduğu, ayrıca mahkemece yazılan talimat üzerine … 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce alınan ve fotokopisini sanık M. müdafiinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu bilirkişi raporu aslının dosyada mevcut olmadığı cihetle; sanıklar hakkında düzenlenen kanuni soruşturma raporu ve ekleri ile bahsedilen bilirkişi raporunun asılları ya da onaylı örnekleri dosyaya eklenmeden, sözü edilen belgelerin hükme esas alınması hükmün…BOZULMASINA…” (T.C Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2015/27994 E. 2016/2749 K. 02.03.2016)

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na Muhalefet  (Bankacılık zimmeti vs.) suçlarında yargıtay bozma sebeplerine toplam 4 makalede yer verilmiş olup diğer bozma sebepleri için diğer makalelerimizi inceleyebilirsiniz.

Özgürlüğünüz değerlidir.

Av. Alper SARICA