6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince kadın, çocuk ve aile bireylerine karşı işlenen suçlarda (özellikle çocuğun cinsel istismarı, cinsel saldırı, yaralama ve öldürme konulu dosyalarda) mahkemelerce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na da duruşma günü bildirilerek (ihbarda bulunularak) bakanlığın davaya katılması sağlanmaktadır. Uygulamada mahkemelerin çoğu bakanlığa ihbar gerekliliğini yerine getirmekte, bazıları sonradan farketmekte, bir kısmında ise bu eksiklik fark edilmeksizin yargılama bitirilip hüküm verilmekte, istinaf yahut temyiz aşamasında eksiklik giderilmektedir.

Bakanlığın ceza davasına katılmasının sanık açısından önemi nedir?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı davaya katıldıktan sonra bakanlık avukatı sanığın en ağır şekilde cezalandırılması için dosyada bakanlığı temsil eder. Sanık beraat ederse yahut en ağır şekilde cezalandırılmamış ise karara karşı itiraz yollarına (istinaf ve temyiz) başvurur. Yani mağdur (katılan) taraf sanık lehine verilmiş beraat kararına karşı istinaf/temyiz yoluna başvurmasa, itiraz etmese dahi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın başvurusu kararın kesinleşmesini engeller. Ve sanık lehine verilen karar bakanlığın başvurusu üzerine bozulabilir, bozma üzerine sanığın cezalandırılması veya öncekinden daha ağır şekilde cezalandırılması temin edilebilir. (Şahsen Bakanlığın davalara katılmasının en önemli fonksiyonunun bu olduğunu düşünüyorum.)

Dava Bakanlığa ihbar edilmeden mahkemece hüküm kurulursa ne olur?

Eğer Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na davaya katılması için ihbarda bulunma yükümlülüğü yerine getirilmeden mahkemece karar verilmiş olursa ve karara karşı kanun yollarına başvurulmuş ise bu eksiklik istinaf yahut temyiz incelemesinde fark edildiğinde dosya ilgili mahkemeye iade edilir. ( Bazen iade yerine Yargıtayın temyizde bu sebeple bozma kararı verdiği de görülmektedir. ) Mahkemece gerekçeli karar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na tebliğ edilerek bakanlığa karara karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurma imkanı verilir. Bakanlığın istinaf yahut temyiz dilekçesi dosyaya eklenerek dosya tekrar itiraz merciine gönderilir. Burada eğer sanık tutuklu ise bu durum istinaf/temyiz inceleme sürecinde şüphesiz bir gecikme yaratır ve daha da önemlisi karara karşı sanık aleyhine başkaca bir (savcılık yahut katılan tarafça) başvuru yoksa kararın sanık aleyhine bozulması yolu açılmış olur.

Eğer Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dava ihbar edilmeden sanık lehine beraat kararı verilmiş ve hüküm istinaf yahut temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise bu durumda eksikliğin artık sanık aleyhine sonuç doğurma imkanı kalmamıştır.

Bakanlığa ihbarda bulunulmadan hüküm kurulması sebebiyle verilen emsal Yargıtay bozma kararları;

1-) “…Sanık … hakkında oğlu olan maktul …’ye yönelik tasarlayarak öldürme, kızı olan mağdur …’ya yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ve suç tarihinde eşi olan mağdur …’e yönelik tehdit suçlarından açılan kamu davalarında, 6284 Sayılı Kanun’un 2/1-d ve 20/2. Maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçların zarar göreni olduğu , bu sıfatının gereği olarak CMK’nun 233. ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK’nun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş olup, sanık … ve müdafii ile suçtan zarar gören Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, sanık hakkında maktul …’ye yönelik tasarlayarak öldürme, mağdur …’ya yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ve mağdur …’e yönelik tehdit suçlarından kurulan ve kısmen re’sen de temyize tabi olan mahkumiyet hükümlerinin öncelikle bu nedenle; aynı sanık hakkında mağdurlar … ve…’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs ve mağdur …’e yönelik hakaret suçlarından kurulan vekısmen re’sen de temyize tabi olan mahkumiyet hükümlerinin ise bağlantı sebebiyle sair yönleri incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA” (T.C. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/1106 E. 2018/2818 K. 18.06.2018)

2-) “..Sanık … hakkında; katılan …’yi öldürmeye teşebbüs ve suça sürüklenen çocuk … hakkında; katılan … ve mağdur …’yı öldürmeye teşebbüse yardım suçlarından açılan kamu davalarında, 6284 Sayılı Kanun’un 2/1-d ve 20/2. maddeleri uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu suçların zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nun 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve CMK.’nun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,… hükmün BOZULMASINA…” (T.C. Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/596 E. 2018/3212 K. 04.07.2018)

Özgürlüğünüz değerlidir.