Sanık hakkında 2 yıl veya daha az hapis ya da adli para cezası verilmesi halinde (örneğin 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedilmiş olsun) mahkeme şartları varsa CMK.’nın 231. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Bu durumda sanığa bir denetim süresi verilerek (çoğunlukla 5 yıl) bu süre içinde kasıtlı suç işlememesi halinde hakkındaki kamu davasının ortadan kaldırılacağı belirtilir.

Sanık hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten sonraki denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlerse ve bu yeni suçtan yapılacak yargılama sonrasında mahkumiyet hükmü kurulursa, mahkumiyet kararı kesinleştiğinde daha önce sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren mahkemeye de ihbarda bulunulmasına karar verilir.

Bu ihbar üzerine mahkeme daha önce açıklanmasını geri bıraktığı hükmü (örneğin 1 yıl 8 ay hapis cezasını) bu kez açıklar.

Hakkınızda açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemeniz sebebiyle açıklansa dahi hem açıklanan mahkumiyet hükmünün esasına , usulüne hem de denetim süresi hesabına yönelik çeşitli itirazlarda bulunabilir istinaf yoluna başvurabilirsiniz. İstinaf incelemesi sonucunda başvurunuz reddedilirse hapis cezanız kesinleşmiş olur. İstinafa tabi olmayacak şekilde kesin nitelikteki bir miktarda adli para cezası verilirse (örneğin 3000-TL ) de kanun yararına bozma yoluna başvurularak mağduriyetinizin giderilmesini isteyebilirsiniz.

Mesela bazen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile kasten işlenen ikinci suç arasında mahkemeler denetim süresinin dolduğunu göz ardı ederek mahkumiyet hükmü kurabilmektedir.

Yakın tarihli emsal karar;

“…5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/10. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine dair yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına 06/05/2010 tarihinde karar verildiği, sanığın itiraz etmemesi üzerine 08/06/2010 tarihinde kesinleştiği ve denetim süresinin bu tarih itibarıyla başladığı ve 08/06/2015 tarihinde dolduğu, sanığın işlediği 2. suçun tarihinin ise 30/01/2016 olduğu dikkate alındığında, sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. … Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/11/2017 tarihli ve 2017/443 Esas, 2017/750 Sayılı kararının 5271 Sayılı CMK’nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA…” (T.C. Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/3974 E. 2018/10116 K. 30.05.2018)

Özgürlüğünüz değerlidir.